Üro-Androloji Uzmanı Prof. Dr. Halim Hattat, “Depresyon ve andropozun kimi ortak özellikleri var. Erkeklerde yaşla birlikte düşen testosteronun yarattığı andropoz yalnızca cinsel işlevleri etkilemiyor. Evet bu periyotta sertleşme kaybı, cinsel isteksizlik, boşalma müddetinde değişimler sıklaşıyor. Lakin testosteron bedende öteki pek çok işlevi da etkiliyor. Testosteron eksikliğinde moral bozukluğu, his durum değişimleri, agresyon, öfke, sonluluk, konsantrasyon zahmeti, genel motivasyon kaybı, uyku sıkıntıları, enerjisizlik, kilo artışı üzere yan tesirler epeyce sık görülüyor” diye konuştu.
Orta yaş krizini de tetikleyebiliyor
Birebir belirtilerin depresyonun ana şikayetleri olduğunu belirten Prof. Dr. Hattat, “Tüm bu belirtiler depresyonun da ana şikayetleri. Andropoz her ne kadar testosteron kaybına bağlı bir sendrom olsa da kimi erkeklerde daha şiddetli seyrediyor. Andropozda oluşan cinsel problemler ve duygusal-düşüncesel değişimler erkeklerin hayatlarını tekrar incelemesine, emellerini, hayallerini gözden geçirmesine neden olabiliyor. Gençlik yıllarına olan hasret ve cinsel olarak kendini daha güçlü hissetme muhtaçlığı artabiliyor. Bu durum orta yaş krizini de tetikleyebiliyor. İşte bu noktada ayırıcı teşhis açısından kıymetlendirme yapmak çok kıymetli. Zira depresyon andropozu tetikleyebildiği üzere andropoz da depresyonu tetikleyebiliyor” tabirlerini kullandı.
Ayırıcı teşhis kaide
Ruhsal ve biyolojik tedaviyi ortaklaşa ele almak gerektiğini belirten Prof. Dr. Halim Hattat, “Fark edilmemiş bir depresyon, endişe-kaygı sorunu, kişilik sorunu ya da evlilik derdi cinsel tedavilerin tesirini kesinlikle azaltıyor. Örneğin sertleşme ilaçlarının cinsel istek arttırıcı tesiri olduğuna inanılsa da aslında bu ilaçların libido üzerinde hiçbir tesiri yok. Bu durumda depresyon, performans telaşı yahut öbür bir bağ sorunu nedeniyle önemli bir libido kaybı yaşayan bir erkekte sertleşme ilaçları tesir göstermiyor. Tam bilakis bazen düşük his durum hali, konsantrasyon zahmeti üzere badireler var olan hormon eksikliğinin yan tesiri olarak oluşuyor. Bu durumda da ruhsal kıymetlendirme sayesinde rastgele bir ruhsal badireyi eleyip andropoz tedavisine yük verebiliyoruz. Yani gördüğünüz üzere psikoloji ve biyolojiyi ortaklaşa ele almak lazım. İşte bu nedenle cinsel tıpta mutlak grup çalışmasına muhtaçlık var. Bilhassa orta yaş periyodundaki bir erkeğin cinsel ve yaşamsal problemlerini incelerken biyolojiyi de hormonları da ruhsal sıhhati da işin içine katmak gerekiyor. Testosteron yerine koyma tedavisi de değerli, orta yaş krizinin idaresi de” dedi.
Antidepresanların yan etkileri
Sıklıkla kullanılan antidepresanların cinsel isteksizlik, sertleşme kalitesinde azalma, geç boşalma üzere yan tesirlerinin olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Hattat, “Biz bu durumda hastalarımızı tabipleriyle takip edip hem ruhsal sıhhatlerini hem de cinsel güçlerini koruyacak bir tedavi protokolü yaratıyoruz. Bu mümkün mü? Evet pek çok hastada antidepresanların cinsel yan tesirlerini azaltmak mümkün. Gerekli gördüğümüzde ilaç tipinde, dozunda, kullanım halinde değişimlere gidebiliyor, hormon takviyeleri ve öteki cinsel tedavileri uygulayabiliyoruz. Birtakım hastalarım yaşadıkları cinsel sıkıntıları direkt depresyon ilaçlarını bağlayıp ilaçlarını kendi kendilerine kesebiliyor. Ancak bu gerçek bir yaklaşım değil. Zira depresyonun kendisi de cinsel problemlere yol açabiliyor. Bu nedenle bilhassa de orta yaşlara ulaşan bir erkekseniz ve antidepresan kullanıyorsanız cinsel işlevleriniz açısından tam bir check-up öneriyorum. Hem yaşa bağlı mümkün bir testosteron kaybı, penis damar ve sinirlerindeki yetmezlik üzere sıkıntılar hem de ilaçlarınızın yan tesirleri açısından bir değerlendirmeden geçmenizde yarar var” diye konuştu.
KAYNAK: Milliyet